Etik, Bilgi ve Bilgi Etiği

Şu anda bu yazıyı görüntülediğiniz web sayfası ve bu web sayfası ile ilişkili diğer mecralardaki destekleyici içerikler bildiğiniz veya bir şekilde bu yazı üzerinden öğreneceğiniz üzere, ağırlıklı olarak bir meslek veya ilişkili disiplinler temelinde özgün ve kişisel deneyimlere dayalı yayınlardan oluşmakta. Dolayısıyla, herkes tarafından değil, belirli bir duruma/soruna bağlı olarak ulaşılabilmekteler.

AA

Kişisel gelişimden ziyade mesleki gelişimin esas olduğu bir edinim söz konusu. Bu aşamada yazının giriş bağlamında meslek tanımına kısaca değinmekte fayda var.

TDK, meslek tanımını şu şekilde aktarmakta1.

Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş. Uğraş. Öğreti.

Meslek bağlamında ele alındığında mesleki bilginin (enformasyonun) bir meta durumuna geldiğini düşünüyorum. Bilgi işçisi ifadesi üzerinden bakıldığında elbette bu eleştirilecek bir durum değil. Meslek tanımı içerisinde de belirtildiği üzere bir kazanç hedefi ile gerçekleştirilen bir eylem söz konusu. İnternet teknolojileri sayesinde bilgiye erişimin zamandan ve mekandan soyutlaşması bu durumun ana nedeni olarak gösterilebilir. Ancak, bliginin edinilmesi, sunulan bilgiye erişilmesi ve erişilen bilginin aktarılması aşamaları temel alındığında göz önünde bulundurulması gereken ancak pek önemsenmeyen önemli bir konu daha var; etik.

Eğer bilgiyi derleyen ve sunan kişi veya kurumun amacı bireylerin/toplumun bilgiye erişimini kolaylaştırmak ise (burada konuyla ilişkili olarak bir meslek grubu da belirtilebilir) bilginin kendisi kadar bilgiyi sunan kişinin veya kurumun saygınlık kazanması da söz konusudur. Bu saygınlık çoğunlukla atıf (internet bağlamında referans bağlantı veya paylaşım) olarak ölçümlenebilir. Ancak, internet kültüründe ve internet yayıncıları bağlamında kelimenin sözlük anlamına bağlı bir işleyişin izlendiğini söylemek oldukça güç. Diğer yandan, kopyala-yapıştır yaklaşımları ile etiğin özellikle umursanmadığı hatta insan davranışı dışında, kodlar vasıtasıyla bir dizi davranışın sergilendiği durumlar da göz önünde bulundurulduğunda takibin ve kontrolün de sağlanmasının zorluğu ortaya çıkmakta. Tabi, kontrol ile kasıt sansür değil. Hemen hemen her mesleki kuruluşun etik ilkeleri içeren bildirgeleri olduğunu söyleyebiliriz, ancak kurum bağlamında bir caydırıcılık söz konusu değilse bu kurallara bireysel olarak web yayıncılığı bağlamında uyulduğunu düşünmüyorum. Tekrar TDK üzerinden etik kelimesinin karşılığına bakalım2.

Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü.

Elbette bu tanım ifadeyi biraz dar bir kalıba sokmakta. Esasında etik, felsefenin de tartışma konularından biri ve özellikle ahlak-norm ilişkisi içerisinde pek çok alt başlığa sahip3. Ancak, konuyu dağıtmamak adına meslek çerçevesinde devam edeceğim.

Elde ettiğimiz tüm bu tanımları bir arada değerlendirerek bir özet liste oluşturalım.

  • Bilginin hiçbir ayrım gözetilmeksizin ve sansürsüz bir şekilde sunulması
  • Bilgiye erişim özgürlüğünün savunulması 4
  • Telif haklarına uyulması
  • Kullanılan kaynakların açık bir şekilde belirtilmesi ve mümkünse kaynak sahibinin bilgilendirilmesi
  • Kişisel görüşler/inançlar/yargılar çerçevesinde bilgiye müdahalede bulunulmaması5 6
  • Kişisel çıkarların mesleki çıkarların önünde tutulmaması
  • Mesleki gelişim ve işbirliğine özen gösterilmesi

Günümüzde pek çok akademik yayının aynı zamanda Academia ve Researchgate gibi herkes tarafından erişilebilir aracılar üzerinden de sunulduğunu düşünürsek son maddenin daha da kolaylaştığını söyleyebiliriz. Diğer yandan, kişisel olarak genelde alıntı yaptığım kaynaklarla ilgili içerik sahibine ayrıca teşekkür mesajı atmaya özen gösteriyorum ve çoğunlukla aldığım cevaplardan bu mesajlardan çok büyük mutluluk duyulduğunu da belirtmek isterim.

TÜBİTAK, etik kurallara aykırı davranışları şu şekilde listelemektedir7 8;

Uydurma
Hayali veriler sunmak, rapor etmek veya yayımlamak
Çarpıtma
Değişik sonuç verebilecek şekilde araştırma araç gereçleri, işlemleri veya kayıtlarında değişiklik yapmak veya sonuçları değiştirmek
Aşırma
Başkalarının fikirlerini, yöntemlerini, verilerini, yazılarını ve şekillerini sahiplerine usulüne uygun atıf yapmadan kullanmak veya gerektiğinde sahiplerinden izin almadan kendisine aitmiş gibi kullanmak,
Tekrar yayım
Bir araştırmanın sonuçlarını, daha önce yayımlanma durumunu belirtmeden birden fazla kez yayımlamak veya yayımlamak için girişimde bulunmak
Dilimleme
Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde parçalara ayırarak birden fazla sayıda yayın yapmak veya yayınyapmak için girişimde bulunmak
Destekleyen kuruluşu belirtmeme
Desteklenerek yürütülen araştırmaların sonuçlarını içeren sunum veya yayınlarda destek veren kurum ya dakuruluşun desteğinin belirtilmesi gerekirken belirtmemek
Haksız yazarlık
Birden fazla araştırmacıyla yapılan araştırmaların sonuçlarının sunum veya yayımında, yazarlık sıfatını hak edecek düzeyde katkısı bulunanın ismini çıkarmak, yazarlık sıfatını hak edecek düzeyde katkısı olmayanı yazar olarak eklemek veya yazar sıralamasını uygun olmayan bir biçimde düzenlemek
* Alıntı
Yayımlanmış veya yayına sunulmuş kendi çalışmasından usulüne uygun olarak kaynak göstermeden alıntı yapmak
* Kaynakların Kullanımı
Kurumca sağlanan kaynakları amacına veya usulüne aykırı biçimde kullanmak
Kabul ve taahhüt beyanlarına uymama
Kuruma sunulan araştırma, yayın ve diğer faaliyetlerde öngörülen kabul ve taahhüt beyanlarına uymamak, doğru olmayan, yanıltıcıveya eksik beyanda bulunmak,
Görevi ihmal veya kötüye kullanma
Kurumun iş ve değerlendirme süreçlerinde yer alan hakem, danışman, uzman, editör, panelist, moderatör, izleyici, raportör, komite veya kurul üyeliği ve benzeri görevleri yerine getirirken usulüne uygun davranmamak, görevi ihmal etmek veya kötüye kullanmak
* Asılsız İddia
Asılsız veya dayanaksız olarak etik kural ihlali iddiasında bulunmak.

*: Bu başlıklar sonradan eklenmiştir.

Bilgi Etiği

Yukarıdaki listede de özet olarak ifade edildiği üzere, bilgilerin derlenmesi, sunumu, erişimi gibi pek çok bağlamda kişisel tutumlar çerçevesinde etik neyin doğru ve neyin yanlış kabul edileceği ile ilişkilidir. Bireyler, bir meslek grupları veya toplumsal ölçekte küçük değişikler yaşansa da eşitlik, erişilebilirlik ve doğruluk değişkenlik göztermez8.

Doğruluk, araştırmayı yapanın donanımlı olup olmadığı (mesleki bir bilgi ise o meslek bağlamında) konusunda sorgulanmasını gerektirir. Bu sorgulama bilginin nasıl edindildiği, objektif bir şekilde yaklaşılıp yaklaşılmadığı gibi soruları da beraberinde getirir. Dolayısıyla, kaynakça bölümü vasıtasıyla bir doğrulama yapılabilmelidir. Ayrıca, yine mesleki bağlamda değerlendirildiğinde bir analiz veya kod kullanımı varsa, mümkünse veri örneği, kod vb. verinin yorumlanmasını etkileyen kaynaklar da lisans bağlamında ele alınmak koşulu ile şartlar sağlandığında paylaşılabilmelidir. Böylelikle verilerin toplanması ve yorumlanması aşamasında müdahale edilip edilmediği, sahte veriler (dry-lab) kullanılıp kullanılmadığı da anlaşılabilir hale gelir.

Sunum, bilgilerin mümkün olduğu kadar güncel tutulmasını esas kılar. Araştırma kişi veya kişiler tarafından kolektif bir şekilde veya bir kurum çatısı altında üretildi ise ilgili kişiler veya kurumlar da bilgi sunulurken açık bir şekilde belirli biçimler vasıtası ile (AAA, APA, MLA vb.9) belirtilmelidir. Elbette web teknolojilerinde kelimelerin bağlantı olarak sunulabilmesi bu yaklaşımın esnetilmesine neden olabilmektedir. Diğer yandan, alan adı veya yazı adresinin değişmesi, yazının silinmesi, kaynağa erişimin engellenmesi gibi konular da yine sunum konusunu sekteye uğratan diğer problemlerdir.

Erişim, bilginin kullanılan mecraya göre bazı farklılıklar söz konusu olsa da sansürsüz ve lisans bağlamında ele alınmak koşulu ile herkes tarafından erişilebilir olmasını belirler. Bu konuda Türkiye hem bürokratlar hem de akademisyenler düzeyinde kötü bir sicile sahiptir10.

Özetle, bilgi sunan her içerikte bazı etik kuralların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu kurallar içeriğin niteliğine göre kişisel, mesleki veya toplumsal olarak küçük değişiklikler taşısalar da özgünlük, eşitlik, doğruluk gibi kavramlar değişmezlik taşımaktadır. Dolayısıyla, paylaşılan bilgi bir kıymet/saygınlık oluşturmaktadır. Aracı-mecra her ne olursa olsun değişmez kurallar göz önünde bulundurularak aracı-mecranın elverdiği ölçüde bu kurallara uyulması hususunda özen gösterilmesi hem bilgiyi üreten hem de bilgiye erişenler için önem teşkil etmektedir.